İsmine Pro ibaresi takılıp da, bu kadar saçma bir ürünün satıldığına ben hiç şahit olmamıştım, onu da yaptılar tebrikler OPPO beyciğim. 16000 gibi günümüz koşullarında bir telefon için hatırı sayılır fiyat dahilinde IPS ve HD+ ekran, 1/2.88" minicik bir 50 mp sensör, 8 mp ön kamera (ki bu daha korkutucu), snapdragon 6s gen 1, bunları görünce insan biraz oturup düşünüyor, OPPO keriz silkelemek istiyor belli ki bizim ülkede. İnceleme falan değil bu baştan diyeyim, sadece sızlanacağım, ve sızlanmadan önce iyi özellikleri aradan çıkarayım hatta 1 2 kısmı da öveyim. Mesela, IP69 su ve toz dayanımı sektörde lider durumda olmasını sağlıyor mu konuda, 5800 mAh devasa batarya, ve 45W yeterli bir hızlı şarj da yine uzun kullanımlarda sizi mutsuz etmeyecek bir kombinasyon sunuyor, başka ne var derseniz ama yok, bu kadar. Koca telefon bu 2 detaydan ibaret. Ekranla sızlanmaya başlayalım mı mesela, 6.67" standart bir ekran boyutuyla geliyor, ama IPS. Evet, 10000 üzerinde belki de tek IPS ...
Yaklaşık 1 haftadır MacBook Air ile vakit geçirdikten sonra vardığım kanı tam olarak şu, başlıkta yazdığı gibi bu güne kadar kullandığım bilgisayarlar meğerse bilgisayar değilmiş bile. Bir kere Macbook kullanmanın rahatlığını tattığınızda, artık windows bilgisayarların dertleri size külfet gibi gelmeye başlıyor. Bakın ben geçmişte 1 ay kadar iPhone kullanma haricinde Apple'dan ölümüne uzak, hiç ısınamadığım bir ekosistem olarak görüyorken, MacBook benim açımdan her şeyi değiştiren cihaz oldu. Peki, on yıldan fazladır Windows ile gelip giden serüvenimde ne değişti de bir anda MacBook sever oldum, gelin her detayıyla anlatalım. Birincisi, bilgisayar alırken nelere bakarız, kalitesine bakarız değil mi? İşte tam da bu kısımda MacBook emsallerinin ötesinde bir deneyim size vaat ediyor. Tasarım alüminyum, aşırı ince ve sadece 1.29 kg ağırlığında, adeta kuş gibi denecek kadar yani. Ekran harika, 2k çözünürlüğündeki bu ekran, o kadar net ve berrak ki, FullHd içerikler içerikler ilk defa s...