Özellikle ortamdan izole olmak, kendinle baş başa kalmanın her geçen gün daha da zorlaştığı günümüz dünyasında artık bunu yapmak için kulaklıklar eskisine nazaran daha kritik bir noktaya evrildi. Biraz gürültüden kaçayım, müziğin ritmine kendimi kaptırayım dediğinizde kulaklık ciddi manada önemli bir kıstas haline geliyor. Çok seçenek var bu türde, bu yüzden neyi neden seçmeli insanlar şaşırabiliyor, ya da şaşırmıyor umursamadan ucuzunu alıp geçedebiliyor. Bu yazının kulaklıklar ile alakalı kapsamlı bir rehber olmasını umuyorum ve başlıyorum.
Şimdi öncelikle 2 seçeneğiniz var, ya kulak üstü, ya da kulak içi. Kulak üstü kulaklıklar genel manada büyüklükleri, taşınabilirliği ile çok günlük yaşam dostu gibi durmasa da, özellikle pasif izolasyonu, sahne genişliği ve sürücü boyutlarıyla sizi konser alanındaymış hissiyatına sokabilecek yegane türdeki kulaklıklardır. Kulak içi kulaklıklar genelde pratikliğiyle ve taşınabilirliğiyle ön plandadır. Başka iki seçenek de kablolu kablosuz ayrımı, burası tamamen konfor alanınıza bağlı. Eğer ki kablolu kullanım sizin için sorun değilse kablosuzların yüksek fiyatlarına çıkmamak en mantıklı tercih olabilir. Fakat kablosuz kulaklıklar özellikle tws dediğimiz tam kablosuz kulaklıklar taşınabilirlik ve pratiklik bakımından en üst seviyeler, deneyim etmediyseniz bugüne kadar ettiğinizde kablolu kullanım gerçekten zorlu olmaya başlıyor.
Ben bundan sonrasını kendi deneyimlerimle harmanlayıp sunmak istiyorum, normal bir dinleyici olarak her tür kulaklığı deneyimlemiş birisi olarak size kişisel deneyimlerimden bahsedeceğim. Öncelikle tam kablosuz kulaklıklar gerçekten hayatımın şuanda vazgeçilmezi, airdots olsun, taotronics olsun, jabra olsun oldukça model denedim ve ne tür kulaklığım olursa olsun cebimde bir tws kulaklık olması pratiklik açısından olmazsa olmazım. Bu tarz kablosuz kulaklıklarda iyi bir ses kalitesi için fiyatta biraz yukarılara tırmanmanız gerekiyor tek eksi noktası bu. Eğer ki belli bir baremi aşarsanız ama sonrasında hiçbir kulaklık sizi üzmeyecektir. Taotronics soundliberty 53 pro modelini çok uzun süre deneyim ettim mesela, ses profili olsun, mikrofonu olsun, tasarımı ve pil ömrü olsun tam bir f/p canavarıydı kendisi. Eksisi vardı tabi, ses profili çok dengeli değildi, bas sesler bir tık öne çıkmaya çalışıp sesin dengesini bozuyordu, fakat önceki kulaklıklarımda denk geldiğim tiz seslerde bozulma, midlerdeki yetersizlik gibi durumların olmaması bu fiyat bareminde beni direkt kazanmıştı. Üstelik mikrofonu da airpods tarzı çubuk tasarımı sayesinde oldukça iyiydi, pili de uzun süreler gidiyordu. Ses profili artık beni kesmemeye başlayınca jabra elite 3 modeline geçtim, bu model hem ses çözünürlüğü, hem ses dengesi, hem tiz berraklığı her konuda ses profili bakımından öndeydi taotronicse kıyasla. Mikrofonu da oldukça iyiydi, fakat fiyatı 2 katından fazlaydı. Çok f/p kategorisi sayılmayacak türdeydi yani. İşte bu noktada konfor için ya sesten, ya da cepten tasarruf gerektiği noktasına tekrar geliyoruz. Şimdi işin bir başka kısmı ise, bu tws kulaklıkların hiçbirinde sahne başarımı öyle ahım şahım değil, sesin yönü, sesin derinliği kötü olmasa da sizi bir oonser alanındaymış hissine sokamıyor. Bu hissi almak için fiyat baremini cidden çok yukarı çekmeniz gerek, ya da şimdi anlatacağım tarzda kulaklıklara geçmeniz gerek.
Burada kulak üstü kulaklıklara geçiş yapıyoruz. Bence kulak üstü kulaklıklar konfor ve pratiklik bakımından geride olsalar da, hem sahne başarımı olsun, hem pasif izolasyonu olsun çok daha başarılı bir kulaklık türü. Üstüne üstlük kulak içi kulaklıklarda göz ardı edilen bir eksi var benim için, çok uzun süre takarsanız kulağınızın tıkalı olması gibi bir durum hissediyorsunuz ve bu ya kulak kızarması, ya da baş ağırısına sebebiyet verebiliyor. Bence o yüzden kulak içi kulaklıklar çok kullanışlı değil, sadece pratik ve konforlular. O yüzden hem uzun vadede konforu, hem de müziğin hakkını vermek isteyenler için kulak üstü bir kulaklık köşede her zaman varolmalı. Özellikle bas başarımı gerçekten kendini hissettiriyor bu farkta.
Ben kulak üstü kulaklık macerama jbl t500 ile başladım. Bu kulaklık kulağın üzerine baskı uygulayan bir tür, yani kulağınızı içine alıp sarmıyor, üzerinde duruyor. Bence bu tür kulaklıklar uzun vadede çok konforlu olmadıkları gibi, pasif izolasyonda çok eksik kalıyorlar onu geçtim, jbl'in bu modeli bas başarımı olarak fena olmasa da tiz başarımında benim istediğim noktaya yakın dahi değildi. Rock metal dinlemeyi seven birisi olarak bu bana büyük bir eksiydi ve haliyle soğuttu beni kulaklıktan. Daha da üstüne önce kablolu halini kullanıp sonra kablosuzuna geçme hatası yaptım, kablosuz hali kablolusundan da kötüydü çünkü tizlerde ciddi ve net anlaşılan bir bozulma vardı. Her baterideki tiz seste o bozulma kendini ciddi şekilde belli ediyordu. Bu da jbl markasından temelli soğumama sebep oldu ve o noktadan sonra sennheiser markasına sarıldım. Sarıldığım model ise 400s idi. 400s'i hala kullanmaktayım kablolu bir kulaklık olarak ve halen gerçekten çok memnunum. Ses kalitesi biraz boğuk tarafa kaysa da detay kalitesi fena değildi ve bas başarımı jbl ile kıyaslanamayacak ölçüde başarılıydı, ben baya ucuza almıştım 2.el olarak ve yani aldığım fiyata kıyasla performansı bambaşka noktadaydı bana göre. Sadece ekolayzer olmadan bana hitap etmiyordu ses performansı. Ve en eksi noktası konforuydu, evde kullanmak pek dert etmiyordu beni ama dışarda kullanmak hem kablolu olmasıyla beni zorluyordu, kabloyla aram açılmışken hele ki, hem de padlerinin iç hacmi çok küçük olduğundan kulağımı kapsamıyor ve üzerine aynı jbl gibi baskı uyguluyordu, bu da bir müddet sonra tere ve ağrıya sebebiyet veriyordu. Ev kullanımı için idealdi ama dışarda pek kullanacağım türden bir kulaklık değildi, zaten bilgisayarda verdiği performans telefona kıyasla ciddi oranda fazlaydı telefonda o performansı veremiyordu.
Bu yüzden kablosuz bir kulak üstü kulağı kapsayan kulaklık arayışına girdim, ucuz bir model alarak başlamak istedim bu yüzden qcy h2 modelini tercih ettim. Burada evet oldukça konforluydu, bluetooth bağlantısı stabildi ve seste bozulma olmuyordu her şey güzel, ama ses iyi değildi. Sahne başarımı, ses çözünürlüğü, bas kalitesi, tiz detayları, hepsi sennheiser kulaklığımın neredeyse yarısı olunca ses profili olarak katlanamadım ben şahsen. İtiraf edeyim fiyatının altında veya üstünde performans vermiyordu, tam fiyatına göre performans kulaklığıydı. Ben belki bir mucize çıkar diye umdum ama malesef ümidim benle kaldı. Yanlış anlamayın kötü değil, tonal karakteri genel kitleye uygun olması açısından dengeli bırakılmış, baslar az biraz kendimi gösteriyor detaylı olmasa da ve midler boğulmuyor. Ama geri kalan kısımlarda biraz işin detayına girerseniz katlanılamaz bir hal alıyor. Hiç önceki kulaklıkları takmamış direkt qcy ile girişmiş olsam uzun yıllar kullanırdım, pili de uzun hem de çift cihaz desteği bile var, fakat böyleyken pek mümkün değildi. Bu yüzden arayışımı anker ile devam ettirdim
Anker firmasi hoparlörleri ile uzun yıllardır benim bildiğim ve kullandığım bir markaydı. Özellikle motion B hoparlörü f/p açısından halen rakipsizdi ve öyle de kalacak gibi duruyor. Bu yüzden ünlü kulaklıkları q10'un yenilenmiş hali q10i modelini almaya karar verdim. Uygulama desteği, bass up modu, qcy gibi uzun pil ömrü ve çift cihaz desteği gibi özellikleriyle dikkatimi çekiyordu. Ses kalitesi incelemelerde sadece bass üzerine vurulması beni biraz korkuttu, taotronics vakası yaşayıp bassların her şeyin üzerine vurması durumundan korkuyordum. Fakat beklediğimden öte bir şey çıktı. Öncelikle basslar bence dendiği kadar vurucu değil, 400s kulaklığım daha vurucu baslar veriyor, fakat 400s tonal karakteri yorucu oluyor bir noktadan sonra. Anker ise tam tadında bırakmış, hissedilir ve tatmin edici detaylı bas gücü, fakat yorucu değil. Bu bası verirken midler ezilmiyor, tizler son derece parlak ve detaylı olabiliyor. Uygulaması üzerinden hazır ekolayzer ayarları, özel ayarlar vs yaparak kulaklığı kendi zevkinize göre kolayca şekillendirebiliyorsunuz. Qcy de kendi uygulamasına sahipti anlatmadım evet, fakat qcynin uygulaması beş para etmezdi o yüzden anlatmadım. Ankerin uygulaması detaylı, doğru ve güzel ekolayzer ayarları vs ile gerçekten zaten eğlenceli olan tonal karakteri kafanıza göre şekillendirme seçeneği de sunmuş oluyor böylece. Bas istiyorsan bas, rock dinliyorsan rock, piyano dinliyorsan piyano modunu seçiyorsun fark anında hissediliyor. Konfor bakımından da çok iyi ayrıca, padleri hafızalı ve aşırı rahatlar, kafa bandı kısımları metal ve inanılmaz sağlam görünüyor, pili yine qcy gibi çok uzun gidiyor vs vs. Fakat anker de qcynin beredeyse 2 katı fiyatı, o kısmı var aslında fakat benim için o 2 kat fiyata değer bir fark var ortada. Yani anlayacağınız galiba şimdilik benim kulaklık maceram duraklayabilecek gibi duruyor.
Şimdi benim maceramdan yola çıkarsak şöyle bir özet çıkarabiliriz;
Tws kulaklıklar pratik ve konforlular fakat hem uzun vadede basınç ile rahatsız edebiliyorlar, hem de müziğin kendisinde kaybolmak için ilk tercih değil
Kulak üstü kulaklıkta kulağı saran türde seçmek izolasyon ve konfor açısından önemli
Kulak üstü kulaklıkta biraz fiyatta cömert olmak gerek
Bluetooth modeller dış kullanıma daha uygun
Bence iki tür kulaklıktan da birer adet olması duruma göre kullanılması açısından önemli
Kısaca bunlar söylenebilir. Sizin merak ettiğiniz şeyler var ise belirtebilirsiniz. Yeni yazılarımda görüşmek üzere hoşçakalın...
Yorumlar
Yorum Gönder