Ana içeriğe atla

Telefon Kamerası Neye Göre Seçilmeli - Tüm Bilgiler ve Özellikler

 Artık günümüz dünyasında en giriş seviye telefon ile en üst seviye telefonların kameraları sayısal bakımdan aynı gözükmekte. Bu konuda bilgisiz insanlar da haliyle mp kavramını kullanıp tercihlerini o yönden kullanmaktalar. Bu bir hata mı peki, teknik olarak evet bir hata fakat beklentinizin ne olduğuna göre hata miktarı değişmekte. Bu yazının da amacı hata yapma olasılığınızı azaltmak, doğru bilgiler ışığında kendi değerlendirmenizi yapmak.

Şimdi öncelikle mp kavramına gelirsek, en ucuz telefon da 50 mp en pahalısı da 50 mp kamerayla geliyor, siz şimdi bunun neyi değiştirdiğini ve neden fark olduğunu soracaksınız haliyle. Şöyle ki, mp değeri tek başına hiçbir şey açıklamaz aksine tek açıkladığı şey çekilecek fotoğrafın çözünürlük değeridir. Ki eğer bilmiyorsanız standart çekimlerde bunu da kullanmaz genelde 1/4 mp oranını kullanırlar. Şimdi bunun sebebiyle başlayalım

Tüm pikselleri ışık algılayıcısı olarak düşünelim, biri yeşil biri kırmızı biri de mavi renkleri algılasın. Eğer ki 50 mp değil de 1/4 değeri olan 12,5 mp ile çekim yaparsanız her bir renk değerindeki 4 piksel de birleşip 1 koca piksel algılayıcısı oluşturur. Quad bayer gibi isimlendirmeler duymuşsunuzdur bu sisteme dayanmakta. Bunun sağladığı katkı, çözünürlükten feragat etse de, normalde çok büyük sensörde olması gereken algılayıcı boyutunu aynı mp değerinde oluşturmak. Mesela 12 mp her pikseli 1 um (mikrometre) olan bir kamera düşünün, bunun yerine 48 mp her pikseli 0.8 um boyutunda bir kamerayı aynı sistem dahilinde 4 pikselini birleştirirseniz köşeden köşeye ölçü olarak piksel boyutları 2 katına çıkacaktır, bu da 1.6 um'ye tekabül etmektedir. Normalde büyük sensörde yakalanacak bu değer anlattığım teknoloji sayesinde yüksek çözünürlükten kaliteye dönüştürülebiliyor. Ve bunun yanında 2. seçenek olarak da bu kalite yerine çözünürlük seçeneği de size verildiğinden isterseniz piksel boyutu küçük ama bol çözünürlüklü fotoğraf çekimi yapabilmektesiniz. Piksel algılayıcısı ne kadar büyük olursa dinamik aralık dediğimiz gökyüzünden detay çıkarma, geceleri ışık ve karanlık ortamdaki ayrımı yapma gibi yetenekler artacak, sensör daha çok bilgi alacaktır fakat tersi durumda da standart bir bilgi alımı ama yüksek çözünürlük sağlayacaktır. Tüm 48/50/64/108/200 mp kameraların çalışma prensibi budur. Kalite ve çözünürlük seçimi yaparsınız yani kısaca.

Tabi tek kıstas bu da değil, sensörün kendi boyutu var. Genelde 1/2,76", 1/2", 1/1.7" gibi yazıları görmüşsünüzdür teknik bilgi kısımlarında, bunlar sensör boyutunu temsil eder. İnç olarak hesaplanırlar ve ne kadar büyük olursa o kadar çok ışık ve bilgi sahibi olurlar. Bu da genel kaliteyi tümüyle etkiler. Eğer ki kamera ile uğraş içinde olacak birisiyseniz ve güzel fotoğraf/videolar çekmek istiyorsanız 1/2,76" olan sensörler mesela fazla küçükler, dinamik aralık zayıf, ışık alma becerisi düşük, ve genel kalite çok yukarıda değildir. En azından 1/2" olan sensörler biraz daha kaliteli sonuç vaat edecektir sizlere. Omnivision 64b gibi mesela 64 mp ve 1/2" sensör ile çok telefonda tercih edilen bir kameradır ve ortalama bir kullanım için idealdir. Quad bayer dediğimiz teknolojiyle 16 mp modunda çekim yapıp sizlere belli oranda bir kalite sunabilir. Ama eğer ki amacınız safi kaliteyse amiral sınıfları genelde 1/1,3" hatta 1" sensörler ile gelmekte, büyük sensör kamerada en önemli kıstaslardan biri sonuçta o zaman bunları tercih etmeniz daha doğru olacaktır.

Diyafram açıklığı meselesi var bir de, f/1,8, f/1,6 gibi değerlerle gördüğünüz bu diyafram değerleri de yine kameranın ışık alma becerisinden bahseder, düşük olması her zaman geceleri daha iyi ışık alacağının habercisidir ve gece çekimleri için idealdir. Tabi tek kıstas diyafram açıklığı değildir ışık alma becerisinde fakat yine de önemli bir kıstastır. Kameraların üzerinde özellikle değişken diyaframlı kameralarda diyafram değiştikçe kameranın gözü açılıp kapanır gibi olur farkındaysanız, bu işlem işte dediğim gibi netliği ve ışık dengesini ayarladığından değişken olması her zaman kesin bir artıdır. Huawei cihazlarındaki xmage dediğimiz sistem yine değişken diyafram ile size kesin bir avantaj sağlıyor denilebilir. Zaten p60 pro modeli şuan Dxomark sıralamasında birinci, buradan da anlaşılabilir bence durum.

Dikkat edilmesi gerekilen temel unsurlar bunlar, Sensör boyutu, piksel boyutu, diyafran açıklığı ve çözünürlük gibi kavramlar dahilinde az çok kamera seçiminde ön bilgi sahibi olabilirsiniz. Yine bazı telefonların kamera örneklerine bakarak hangi değerler ne gibi sonuçlara yol açıyor kendiniz deneyimleyip karar aşamasında bunu da kullanabilirsiniz. Daha detaylı bilgi istediğiniz vakit benim kamera bilgim sınırlı olsa da bu işe gönül koymuş uzman insanları yakından takip ederek fotoğrafçılığın derinlerine de dalabilirsiniz. Ne olursa olsun, en azından bilgi sahibi olmak dahi sizleri bu konuda bir adım önde tutacaktır. Sağlıcakla kalınız, diğer yazılarımda görüşmek üzere...

En Popüler Yazılarım

50 mp giriş seviyesi kameralar neden 48 mp giriş seviye kameralardan daha kötü?

 Evet bu konu birazcık benim pazarlama argümanlarına saldırım gibi olacak, çünkü insanları pazarlama yöntemleri ile kandırmanın peşindeler belli ki. Ortada şöyle saçma bir kanı var, aynı fiyat etiketindeki iki telefona bakıyor mesela Mehmet diye biri, Mehmet telefonlardan pek anlamıyor ve sayılara bakarak karar vermek istiyor. Birinde 48, diğerinde 50 mp kamera görünce matematik bilgisiyle 50>48 diyerek 50 mp kameranın daha iyi olduğu kanısına varıyor. Amma velakin detaya indiğimizde durum pek öyle değil. Öncelikle Sony'nin orta üst segmentteki telefonlarda kullanılan 50 mp sensörü konumuzun dışında, o sensör bambaşka bir kitleye hitap ediyor. Biz giriş ve orta seviyedeki telefonların sensörlerini baz alacağız. En basit örnek ile redmi note 10 ve redmi note 11 farkına göz atalım. Note 10 sensör olarak Sony IMX 582 48 mp'lik sensörünü kullanırken, Note 11 sensör olarak Samsung JN1 50 mp'lik sensörünü kullanıyor. Şimdi Mehmet olduğumuzu varsayarsak, Note 10 eski model 1 yı...

Anker Bu İşi Çözmüş! - Q30 İncelemesi ve Q10i Karşılaştırması

Aylar hatta yıllar boyu arayış içinde olduğum kulaklık serüveninde, kimi iyi kimi kötü kulaklıkları deneyim ettim ve şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki, arayışım sona erdi. Mükemmele en yakın kulaklığı galiba buldum bu sefer. Anker markasıyla tanışıklığım aslında kulaklık ile olmadı, bluetooth hoparlör ile oldu. Jbl go 2 modelinin 200 250 civarına satıldığı dönemlerde anker'in ona rakip bir bluetooth hoparlörü 120 liraydı. Ben de beklentiye girmeden yorumların da inanılmaz pozitif olmasıyla aldım ve sonuç, JBL HALT ETMİŞ! Sırf popülarite ve marka bilinirliği kullanılarak artık pek ekonomik olmayan jbl modelleri, üzerine artık ciddi bir rakibe sahipti anlaşılan. Bu hoparlör galiba o paraya alabileceğim en iyi hoparlördü çünkü, daha iyisi o dönemde yoktu imkansızdı olamazdı zaten hele ki o fiyata. Ses yüksekliği, bas performansı, boyutu gibi konularda her şekilde mükemmele yakın bir üründü. 3W hoparlörler arasında bence JBL ile zirve noktada gösterilmesi gerekti hatta. Fakat z...

Yapay Zeka Kapışması V2 - Copilot vs Gemini vs ChatGPT

 Ben ilk defa bu kapışmayı yapalı 2,5 ay geçti, ve bu sırada düşündüğümden çok daha fazla gelişme gördük. Ben de dedim ki, madem geliştiler bir daha kapıştıralım geleceğin asistanlarını. Bu sefer biraz puanlama tarafına da gireceğiz, ve sonda kategorileşmiş ve toplu halde kimin daha iyi olduğuna her yönden karar vereceğiz. Eski yazım için  Geleceğin Asistanları, Fakat Hangisi En İyisi? (ChatGPT vs Microsoft Copilot vs Google Bard) (alphardal.blogspot.com)  linkine tıklayabilirsiniz. Ama önce şuradan başlayalım, 2,5 ayda ne değişti? Copilot'un tasarımı elden geçirildi, GPTs denilen özellik hem ChatGPT hem de Copilot'a geldi, Copilot'a eklentiler dahil oldu, ChatGPT ile sesli konuşma özelliği geldi, Bard direkt olarak kimlik değiştirdi, modeli güncellendi ve tasarımı yine değiştirildi, yeni adı Gemini olan Bard'ın mobil uygulaması çıktı vs vs. Evet, bunların hepsi son 2.5 ayda oldu, ciddi manada sert bir kapışma var ortada ve tüm modeller birbirlerine ayak uydurma çabasın...

VIP Yapay Zekalar - Ücretli Yapay Zekalar Arasındaki Mücadele V3 (ChatGPT - Copilot - Gemini)

Bunu yapay zeka karşılaştırması V3 olarak da alabiliriz, ama bu seferki konuklarımız ücretli modeller. Hangisine para verilmeli, neler kazandırır para vermek, veya vermeden de hayata devam edilebilir mi? Tüm bu sorulara bu yazı sonrası cevap bulacağız hep birlikte. Bu seferki yazıda yine yapay zekaları ayrı ayrı değerlendirmeye çalışacağım, ve sonda da yine genel bir değerlendirmemiz olacak. (Başlamadan önce ek bilgi olarak düşeyim, maalesef Copilot Pro versiyonu elimde yok, ama ücretli de ücretsiz de aynı model kullanıldığından, sadece hız farkettiğinden çok etkiler bir durum olmayacak karşılaştırma için) Öncelikle eski kraldan başlayalım; Copilot Pro Dediğim gibi Pro versiyonu elimde yok, ama arayüzü olsun, kullanılan GPT 4 turbo modeli olsun durum pek farketmiyor zaten o yüzden karşılaştırmaya katabilirim diye düşünüyorum. Arayüzü hemen sizlere göstereyim; Bilindik arayüz halen devam etmekte, yukarıda dönen örnek promptlar ve görselleştiren resimler, altında 3 stil seçimi, onun da a...

Akıllı Saat Budur İşte - Samsung Galaxy Watch 4 Classic Uzun Kullanım Deneyimleri

 Yaklaşık 4 ay önce aldığım bu saat, benim şu ana kadar vazgeçilmez bir parçam olmayı daha şimdiden başarmış vaziyette, ki bunu yapması pek sürpriz sayılmamalı. Gerek donanımı, gerek yazılımı ile halen yeni versiyonlarına kıyasla fiyat performans krallığına kaldığı yerden devam eden bir saatten bahsediyoruz. Bu saat öncesinde gerek akıllı bileklikler, gerek akıllı saatler olsun başka ürünleri deneyim ettim, ve son ulaştığım noktada şimdilik oldukça mutlu hissetmekteyim... İnceleme gibi yapmak istemiyorum bu yazıyı, teknik özelliklerini irdeleyen onlarca yazı, video içeriği bulmanız zaten mümkün. Burada normal günlük bir kullanıcı gözünden neler gözlemlediğimi sizlere aktarmak istiyorum aslında... Buna da tasarımıyla başlarsak, tasarımı cidden çok şık. Ben gümüş rengini aldım ve kolda cidden bir aksesuar niteliği taşıdığı bariz şekilde ortada, paslanmaz çelik yüzeyi, parlak dönen çerçevesi, kaliteli ekranı ve bütünlüğü sağlayan tasarımıyla kolda çok hoş durduğunu söylemeliyim. Sadec...

E Bu Çok İyiymiş - Xbox 9.Nesil Oyun Kolu İncelemesi

Daha yeni sizlere bir yazı paylaştım, bu yazıda 2 adet imitasyon kol, ve hesaplı olmasına rağmen harika bir performansa sahip logitech oyun kollarını beraber her açıdan irdelemiştik. Şimdi, ben bu yazıyı yazdığımda f310 modeli 2 3 yıllık serüveninin sonuna gelmek zorunda kaldı, çünkü Lb tuşu bir düşürme sonucu çalışmaya devam etse de hissizleşti, yani basıp basmadığınızı anlamıyorsunuz ama bastırdığınızda bir şekil çalışıyor gibi düşünebilirsiniz. Ben de bunun sonrasında fellik fellik yeni oyun kollarını araştırmaya başladım. Önümde 2 seçenek vardı, ya ucuza yönelecektim ve geleceği pek düşünmeyecektim, ya da bir çılgınlık yapıp almışken tam alayım diyecektim. Yazının başlığından hangisini seçtiğim malum gibi 😅 Aldım kendisini, hemen ertesi gün kapıma geldi, ve evet taksitle aldım tekte ödeyecek maddi durumum yoktu maalesef :') Beklentim de, tamamiyle stabil her şeyi düzgün çalışan sorunsuz bir kol olmasıydı. Ve galiba da elde ettim, birkaç pürüz dışında en azından... Bu pürüzleri...

Devil May Cry Övüyorum! Evet Baya Baya Övüyorum.

Geçenlerde oturuyorum, kafama bir şey dank etti, ben bayadır devil may cry övmüyordum! Dedim böyle olmaz dengelemeliyim, bu yüzden bu blog gönderisini yazmaya karar verdim. Belki bu şekilde biraz rahatlarım ümidiyle. Bu seriyle alakalı o kadar çok anlatacak şeyim var ki, neyi anlatsam nereden başlasam inanın bilmiyorum. O yüzden ben en iyisi geçmişimden başlayayım. Nesin Ya Sen? Öncelikle seriyle alakalı hiçbir bilgim yok iken bir gün (Aşağı yukarı 2019-2020 civarları olması gerek) Dost Kayaoğlu beyciğim aracılığıyla oyuna denk gelmiştim, o güne kadar bırakın Hack and Slash nedir bilmek, aksiyon türüne öyle bağlılığım dahi yoktu. Fakat görünüşte "Hmm aslında hoş gibi" diyip Devil May Cry 4'e atladım. Girdiğimde, tek hatırladığım şey karakter havadayken ateş edince havada asılı kalmasıydı, çok garip dedim ve herhalde benlik değil diyerek kenara çektim. Sonrasında ilerleyen aylarda bir daha deneme aşkı doğdu içime, neden bilmiyorum oyun kendine çekiyordu beni sanki.  Birkaç...

Google Kamera ve Stok Kamera Uygulaması Farkı! (Dikkat Ciddi Farklar İçermektedir)

 Merhabalar efenim, bugün konuşmak istediğim konu google camera uygulamasının beni nasıl şaşırttığı konusu. Ben 1 yıldır Xiaomi Redmi Note 10 5G telefonunu kullanmaktayım, arka kamera sensörü olarak 48 mp f/1.79 1/2" sensörlü bir kamera var, ön kamerası da 8 mp f/2.0 şeklinde. Son 1 2 ay öncesine kadar kendi stok kamera uygulamasını kullanarak hayatıma devam etmiştim, ve birkaç saçmalığı saymazsak oldukça da memnun sayılırdım. Fakat bir gün kafama google kamera kurmak geldi ve o günden sonra nasıl büyük bir hata yaptığımı farkettim, aradaki fark dağlar kadardı! Ne gibi farklar olduğunu örnekler ile sizlere aktaracağım, özellikle birden fazla fotoğraf ve birden fazla durum örneği kullanmaya çalıştım ki, bu durumun şans veya rastlantı olmadığını sizlere gösterebileyim. Gece, gündüz, selfie, manzara, portre vb birden fazla örnek yer alacak. Fotoğraflar ile ilgili son bir bilgi vereyim, altında filigran olan ve telefonun isminin yazdığı fotoğraflar stok uygulamanın fotoğrafları, bir ş...

Kulaklık Seçimi Nasıl Yapılmalı?

 Özellikle ortamdan izole olmak, kendinle baş başa kalmanın her geçen gün daha da zorlaştığı günümüz dünyasında artık bunu yapmak için kulaklıklar eskisine nazaran daha kritik bir noktaya evrildi. Biraz gürültüden kaçayım, müziğin ritmine kendimi kaptırayım dediğinizde kulaklık ciddi manada önemli bir kıstas haline geliyor. Çok seçenek var bu türde, bu yüzden neyi neden seçmeli insanlar şaşırabiliyor, ya da şaşırmıyor umursamadan ucuzunu alıp geçedebiliyor. Bu yazının kulaklıklar ile alakalı kapsamlı bir rehber olmasını umuyorum ve başlıyorum. Şimdi öncelikle 2 seçeneğiniz var, ya kulak üstü, ya da kulak içi. Kulak üstü kulaklıklar genel manada büyüklükleri, taşınabilirliği ile çok günlük yaşam dostu gibi durmasa da, özellikle pasif izolasyonu, sahne genişliği ve sürücü boyutlarıyla sizi konser alanındaymış hissiyatına sokabilecek yegane türdeki kulaklıklardır. Kulak içi kulaklıklar genelde pratikliğiyle ve taşınabilirliğiyle ön plandadır. Başka iki seçenek de kablolu kablosuz ayrı...

Ya Bir Oyun İnsanı Ne Kadar Kendine Bağımlı Yapabilir Ki? (Vampire Survivors İncelemesi)

 Bugün konuşacağım konu lanet Vampire Survivors (Yazının kalanında VS diye hitap edeceğim kendisine) ve neden lanet olduğunu ise yazının sonunda pekala anlayacaksınız. Çünkü bu oyun hayat emici bir oyun ciddiyim, nedenleriyle anlatayım. Önce oyunun temelinde ne olduğuyla girişelim, bu oyun çok basit bir rogue like hayatta kalma oyunu, oyun size verdiği karakter ekipman ve özelliklerle kendinizi geliştire geliştire birden fazla haritada belli düşman dalgalarına karşı kalıp hayatta kalmanızı amaçlayan çok basit bir oyun aslında bakarsanız. Oyunda tek bir mekanik var, yürümek. Sizin yapabildiğiniz tek şey yürümek oyun gerisini kendi otomatik yapıyor. Bu basitlik kafa dağıtmalık bir oyun olarak ele alırsak güzel bir avantaj. Pekii oyunu ilk aldığınızda ne hissediyorsunuz sizlere bir bir anlatayım. Öncelikle oyuna girdiğinizde tek bir karakter gözüküyor, bir harita var ve öylece giriyorsunuz. Bu Mad forest denilen harita oyunun başlangıcı için çok zor bir harita bundan ötürü genelde 10-...