Ana içeriğe atla

O Bir Tablet, Hayır Bir Bilgisayar, Hayır İkisi Birden - Honor Pad 8 İlk İzlenimler

Bir tabletin varolma amacı nedir, hala neden tablet alırız? Bu sorunun birden fazla cevabı olabilir, şu an için büyük bir çoğunluk multimedya içerikleri için büyük ekran dolayısıyla tercih etmekte, fakat telefon boyutlarının da her geçen gün büyüdüğünü, artık geçmişte kullandığımız 7" tabletlerde dahi yaklaştığını varsayarsak, tabletler eski şaşalı, cazibeli günlerinden oldukça uzak duruyor. Üreticiler de bunun farkında olacaklar ki, bizlere tabletin tanımını tekrar sorgulatmaya, kapsamına genişletmeye uğraşmaktalar. Bunun bir örneği klavye bağlamak, yanına kalem desteği eklemek gibi gibi. Bir anda büyük bir multimedya içeriğinden çıkıp, sizlere bambaşka deryalar sunar hale geliyor tabletler. İşte bugün anlatacağım Honor Pad 8 modeli de bunlardan biri, klavye desteğiyle birlikte resmen sizlere başka bir derya sunuyor bu tablet.

Öncelikle söyleyeyim, daha tablet elime yeni geçti. Bu yüzden kapsamlı bir incelemeden çok, bir ilk izlenimden bahsedeceğim bu yazıda. Öncelikle Honor Pad 8 modelini özel kılan şey nedir, ne var bu cihazda ki sizi almaya itsin? Bu sorunun cevabı kısaca, işlemci haricinde çok sağlam bir cihaz olmasında yatıyor denebilir, evet her manada. Birincisi ve en önemlisi, klavyeli kılıfı var. Klavyeli kılıf deneyiminiz tamamen değiştiriyor, bir anda minik bir bilgisayarınız oluyor. İkincisi, 8 adet hoparlörü bulunmakta, bu hoparlörler ciddi manada doygun, etrafınızı saran hoş bir deneyim sunuyor. Üçüncüsü, ekranı da yine iyi taraflarından biri. 12" devasa ekranı, 2000*1200 çözünürlüğü var, ve IPS LCD olarak gelmekte. IPS dediğimde biraz yüzünüz buruşabilir, ama geçmişte Huawei telefonumdaki gibi bu IPS yine ciddi manada kaliteli, tek eksi tarafı 60 hz olması denebilir, ki bence göz ardı edilebilecek bir durum bu da. Dördüncüsü, tamamen metal bir kasası olması, ve ince hafif bir forma sahip olması. Sadece 6.9 mm ve 520 gram, ki tamamen metal olduğunu da düşünürseniz hem hafif ve zarif, hem de premium bir tasarıma sahip bir tablet tutuyoruz elimizde. Beşincisi, bataryasını tam olarak deneyimlemesem de, dehşet bir pili olduğu aşikar gibi duruyor. Pil kısmını UKT yapacağım yazıya saklıyorum şimdilik. Sadece şu örneği vereyim, 1 saatlik ekran açıklığı var şuan ve yazıyı tabletten yazmaktayım, halen şarjı 95. Bu ipucu verecektir durum için.

Bu tableti peki neden alırsınız? Belki hafif bir bilgisayarınız zaten var, yanında büyük ekranlı bir telefonunuz var. İşte burada çok yönlülük giriyor devreye. Cihaz klavyeyle birlikte 1 kg civarında, hatta muhtemelen daha bile az. Taşınabiliriz bakımından başka bir seviye gibi düşünülebilir, üzerine Macbook yoksa elinizde muhtemelen laptopunuz sizi 4 5 saatin ötesine götürmeyecektir. En iyisi, en cimrisi dahi maalesef bu şekilde, Windows pil konusunda pek tasarruflu sayılmaz. Bu tabletin pil ömrü 7 8 saatleri çok rahat bulacaktır, hatta aşacaktır dahi eminim. İşte bu yönden bakınca, bir mantık çerçevesine oturuyor. Eğer ki, bilgisayarla işiniz basit office işleri, not alma, mail yanıtlama, pdf okuma, İnternete gezinme gibi işler ise, bu tabletler bu işleri layıkıyla gerçekleştiriyor. Klavye de eklenince işin içine, bir anda portatif bir bilgisayarınız oluyor. Üzerine medya tüketimi için de çok makul cihazlar tabletler, dokunmadık ekranlarıyla her an klavyeyi devre dışı bırakıp elinize alabileceğiniz çok yönlü bir alete dönüşüyor.

Bunun eksileri neler peki diyecekseniz, öncelikle tablet özelinden gidelim. Honor Pad 8 işlemci olarak snapdragon 680 ile gelmekte, 4 GB Ram ve 128 GB da hafıza bizlere sunmakta. İşlemci bir kere çok atik değil, sizlere inanılmaz bir hız, çeviklik vaad etmiyor. Tüm işlemlerinizi görürsünüz rahatça, ama hız beklememeniz şartıyla. İşin içine eğer ki hız girerse, bu işlemci sizi pek tatmin etmeyecektir. Hele ki oyun tarafı, ben pek tabletten oyun oynayan birisi değilim, denemek için vampire survivors yükledim ve çalışıyor, zaten 2 boyutlu pek de zorlayıcı olmayan bir oyun kendisi. Fakat ağır 3 boyutlu oyunlara girişmemenizi öneririm, snapdragon 680'in ciğeri yetmeyecektir. Performans bakımından hiçbir klasmanda iPad gibi bir cihazla, ya da daha üstün bir cihazla kıyaslamamak lazım, tabletin amacı bu değil sonuçta. Bu ilk eksisi, ama görece eksi çünkü eğer ki bilerek alırsanız hiç sorun yok, çatır çatır kullanırsınız. İkinci tablet özelinde eksi, Android 12 ile gelmesi. Güncelleme umarım gelir, çünkü 14 çağındayız, 15 konuşuluyor ama elde var 12 sadece, bu hoş değil. Çok eski de değil cihaz, bu bahane olmamalı kesinlikle. Tablet özelinde ilgimi çeken eksiler bunlar, genel manada bilgisayarın yerine koymak için alacaksanız, her manada koyamayacağınızı bilmeniz lazım. Ne olursa olsun, sonuçta hala bir Android tablet tutuyor olacaksınız, dediğim işleri görürsünüz, ama birazcık kompleksli dahi giremezsiniz. Sınırların daha kalın çizgilerle belirlendiği bir sistem elinizde olacak yani, öyle de diyebiliriz.

Klavyeli kılıfına ayrı bir kısım ayırmak istiyorum, çünkü bunu hakedecek kadar önemli bana kalırsa. Klavyenin kendi pili var, biterse şarj etmelisiniz. Yani cihazın içinden beslenmiyor, zaten bağlantıyı Bluetooth üzerinden yapıyor. Bu tabletin pil ömrü açısından artı, ama klavye şarj etmeyi de işin içine dahil etmek biraz alışkanlık gerektirecektir. Ne kadar gittiğini de bilmiyorum, ama umarım şarjı iyi dayanıyordur. Klavye Türkçe Q olarak geliyor, üstte sayı satırı, ctrl, alt, tab, tüm bildiğiniz tuşlar ve kısayolları eksiksiz yer almakta. Üzerine, klavyede asistan tuşu, tarayıcı tuşu, ve dikte tuşu da yer almakta. Klavyeyi her uygulama tam fonksiyonuyla algılamıyor, dediğim gibi sonuçta Android taşıyoruz. Mesela şuan bu yazıyı yazdığım blogger sitesi üzerinde, tablet klavyesinin yön tuşlarıyla sağ sol hareketlerini yapamıyorum, illa elle dokunmam gerekiyor, ki bu büyük bir eksi. İşte tam bir optimizasyon olmaması böyle durumlara yol açıyor uygulamalar nezdinde, yine de klavyenin kullanışlılığından pek götürüsü olmuyor.  Klavyenin tuşları oldukça yumuşak, ama elinizi tuşlar üzerinde dinlendirmenize izin veriyor, yani en ufak dokunuşu algılıyor gibi bir durum yok. Olması gerektiği gibi bir sertlik ayarı var. Klavyenin kendisi kılıf yüzeyine geçirilmiş, oldukça yumuşak bir yüzeyi var, biraz havada kalıyor gibi hissettiriyor fakat buna eksi denmez, sonuçta yumuşak plastik malzemesi. Kılıfın kendisi, tableti 2 üst köşe ve alttan tutuyor, açtığınızda klavyenin geri kısmındaki mıknatıslara tutturarak sabit bir laptop vari deneyim sizlere sunuyor. Genel manada bu klavyenin deneyime olan artısı cidden paha biçilemez derecede yüksek bunu da belirteyim.

Kameralara gelmiyorum bile, 5 mp 2 kamera var önde ve arkada, görüntülü görüşmeler için ortalama bir görüntü sunacaktır. Mikrofonları daha denemedim, ama tahminimce pek de kötü bir deneyim yaşatmayacaktır.

Ama hoparlörler hakkında konuşmamız gerek, 2 kenarda 2şer tane hoparlör ızgarası, ve içinde 4 bas ve 4 tiz olmak üzere toplam 8 hoparlör yer almakta. Maksimum yükseklik, öyle kulak yaracak, insan rahatsız edecek seviyede değil ama iyi bence. Baslar kendini her saniye fazlasıyla hissettiriyor, tizler de yine aynı tatlılıkta, midler boğulmuyor yeterince ön plandalar, çok harika bir çözünürlüğü ve dinamik aralığı yok belki ama yine de bu fiyata alabileceğiniz en iyi tablet hoparlörü olduğu aşikar, tartışılamaz. Bir mağazada tableti yakalarsan ilk iş deneyin, diğerleriyle bir kıyaslayın, aradaki farkı kendiniz gözünüzle, ve tabii ki kulağınızla deneyimleyin.

Şimdi bu kısmı birkaç gün sonra eklemekteyim, uzun kullanım testi öncesi son birkaç yorum eklemek istiyorum. Öncelikle tabletin şarjı, hala 50 seviyesinde, çok kullanmadım ve sadece ihtiyacım olduğunda çıkarıp kullandım, ama bu performans tam manasıyla olağanüstü bence, sonuçta bu yazıyı ilk yazdığım 27 mart tarihinde 3 saat 48 saat ekran süresi aldım, oyun oynadım, video izledim, metin yazdım gibi gibi. Sonraki iki gün daha çok standby modunda kaldı, fakat yine aralıklı olarak tableti elime aldım kısa süreler olsa da, ve şuan 29 mart şarjım hala 50 seviyesinde. Buradan yola çıkarak, eğer ki tabletle çok ağır işler yapmazsanız bu tablet 8-10 saat arası ekran süresini hiç zorlanmadan verecektir, ki yani bu muazzam bir şey. Bunların dışında, ekran ile alakalı bence çözünürlük biraz düşük gibi, özellikle telefonların ekranlarında kıyasla fakat bu kafaya takılacak bir dert değil. Tableti şarj etmek için daha baya bir zaman geçmesi gerekecek gibi duruyor, bu yüzden UKT yazısında daha uzun bir şekilde konuşuruz bu konuyu.

Gelelim fiyatlara, 27 mart 2024 itibariyle Honor Pad 8 128 gb-4gb kombinasyonuyla 5500 lira civarlarında, ki bu fiyat cidden bedava bu tablete. Ekran çok iyi, hoparlörler harika, tasarım premium, işlemci yeterli, daha ne olsun? Fakat burada bir durum var ki bence buna dikkat edilmeli, şayet eğer ki 256 GB hafızalı ve 8 GB versiyonunu almaya kalkarsanız size klavyeyi yanında hediye ediyorlar, ama fiyat 8500'e fırlıyor. 3000 lira ciddi bir fark, ki oraya gelirseniz Huawei matepad 11.5 çıkıyor sahneye o yıkar geçer arenayı. Burada benim size kendimin de yaptığı tavsiyem, Honor Pad 8 128 GB versiyonunu 5500'e alın, klavyeli kılıf yanında 1000 lira (ki o da çok ucuz bana kalırsa, Samsung ve Apple aksesuar fiyatlarına bakarsak) toplam 6500 liraya konuyu kapatabilirsiniz. 2000 lira sadece hafıza ve Ram için bence değer bir fark değil çünkü, tamam Ram kritik ve 4 GB da sınırda, ama 2000 lira da çok para bırakalım o para cebimize kalsın bana kalırsa. Rakipleri kim, Honor Pad X9 var, her şeyi neredeyse aynı, ekran 11.5" ama 120 hz, hoparlörler bir nebze daha iyi, ama o cihazın da klavyeli kılıfı yok. Fiyat da benzer 5500-5800, eğer amaç multimedya içerikleri işe X9 120 hz ekranı ve daha iyi hoparlörleri ile daha iyi seçenek. Samsung A9+ var, bu cihazın işlemcisi snapdragon 695, ki 680'den ciddi manada daha iyi, ama ekranı 11" ve TFT, ekran pek vaatkar değil, üzerine hoparlör Honor seviyesinde olmayacaktır, yine klavyeli kılıf şimdilik yok, ama belki ileride gelebilir. Fiyat onda da 4700 civarında, mantıksız ürün değil, eğer performans bir kıstas işe hem para da cebe kalıyor, ama işte burada kullanım amacı devreye giriyor, eğer ki klavye lazımsa yine Pad 8 bir tık önde. Ki Samsung klavye getirse bile, Honor gibi 1000 liraya satmayacaktır, 25w minicik adaptör 700 lira yazan bir firmadan bahsediyoruz, bu yüzden klavye için beklemeye değer mi emin değilim.

Karar sizin, benim gibi okul ve iş çerçevesinde basit yazı, okuma işlerini görecek minik bir laptop vari tablet arıyorsanız, bu fiyatlara emsali yok gibi bir şey. Eğer ki bu anlattıklarım ilginizi çekiyorsa, zam gelmeden kapmanız sizin açınızdan en doğrusu olacaktır.

En Popüler Yazılarım

50 mp giriş seviyesi kameralar neden 48 mp giriş seviye kameralardan daha kötü?

 Evet bu konu birazcık benim pazarlama argümanlarına saldırım gibi olacak, çünkü insanları pazarlama yöntemleri ile kandırmanın peşindeler belli ki. Ortada şöyle saçma bir kanı var, aynı fiyat etiketindeki iki telefona bakıyor mesela Mehmet diye biri, Mehmet telefonlardan pek anlamıyor ve sayılara bakarak karar vermek istiyor. Birinde 48, diğerinde 50 mp kamera görünce matematik bilgisiyle 50>48 diyerek 50 mp kameranın daha iyi olduğu kanısına varıyor. Amma velakin detaya indiğimizde durum pek öyle değil. Öncelikle Sony'nin orta üst segmentteki telefonlarda kullanılan 50 mp sensörü konumuzun dışında, o sensör bambaşka bir kitleye hitap ediyor. Biz giriş ve orta seviyedeki telefonların sensörlerini baz alacağız. En basit örnek ile redmi note 10 ve redmi note 11 farkına göz atalım. Note 10 sensör olarak Sony IMX 582 48 mp'lik sensörünü kullanırken, Note 11 sensör olarak Samsung JN1 50 mp'lik sensörünü kullanıyor. Şimdi Mehmet olduğumuzu varsayarsak, Note 10 eski model 1 yı...

Anker Bu İşi Çözmüş! - Q30 İncelemesi ve Q10i Karşılaştırması

Aylar hatta yıllar boyu arayış içinde olduğum kulaklık serüveninde, kimi iyi kimi kötü kulaklıkları deneyim ettim ve şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki, arayışım sona erdi. Mükemmele en yakın kulaklığı galiba buldum bu sefer. Anker markasıyla tanışıklığım aslında kulaklık ile olmadı, bluetooth hoparlör ile oldu. Jbl go 2 modelinin 200 250 civarına satıldığı dönemlerde anker'in ona rakip bir bluetooth hoparlörü 120 liraydı. Ben de beklentiye girmeden yorumların da inanılmaz pozitif olmasıyla aldım ve sonuç, JBL HALT ETMİŞ! Sırf popülarite ve marka bilinirliği kullanılarak artık pek ekonomik olmayan jbl modelleri, üzerine artık ciddi bir rakibe sahipti anlaşılan. Bu hoparlör galiba o paraya alabileceğim en iyi hoparlördü çünkü, daha iyisi o dönemde yoktu imkansızdı olamazdı zaten hele ki o fiyata. Ses yüksekliği, bas performansı, boyutu gibi konularda her şekilde mükemmele yakın bir üründü. 3W hoparlörler arasında bence JBL ile zirve noktada gösterilmesi gerekti hatta. Fakat z...

Yapay Zeka Kapışması V2 - Copilot vs Gemini vs ChatGPT

 Ben ilk defa bu kapışmayı yapalı 2,5 ay geçti, ve bu sırada düşündüğümden çok daha fazla gelişme gördük. Ben de dedim ki, madem geliştiler bir daha kapıştıralım geleceğin asistanlarını. Bu sefer biraz puanlama tarafına da gireceğiz, ve sonda kategorileşmiş ve toplu halde kimin daha iyi olduğuna her yönden karar vereceğiz. Eski yazım için  Geleceğin Asistanları, Fakat Hangisi En İyisi? (ChatGPT vs Microsoft Copilot vs Google Bard) (alphardal.blogspot.com)  linkine tıklayabilirsiniz. Ama önce şuradan başlayalım, 2,5 ayda ne değişti? Copilot'un tasarımı elden geçirildi, GPTs denilen özellik hem ChatGPT hem de Copilot'a geldi, Copilot'a eklentiler dahil oldu, ChatGPT ile sesli konuşma özelliği geldi, Bard direkt olarak kimlik değiştirdi, modeli güncellendi ve tasarımı yine değiştirildi, yeni adı Gemini olan Bard'ın mobil uygulaması çıktı vs vs. Evet, bunların hepsi son 2.5 ayda oldu, ciddi manada sert bir kapışma var ortada ve tüm modeller birbirlerine ayak uydurma çabasın...

VIP Yapay Zekalar - Ücretli Yapay Zekalar Arasındaki Mücadele V3 (ChatGPT - Copilot - Gemini)

Bunu yapay zeka karşılaştırması V3 olarak da alabiliriz, ama bu seferki konuklarımız ücretli modeller. Hangisine para verilmeli, neler kazandırır para vermek, veya vermeden de hayata devam edilebilir mi? Tüm bu sorulara bu yazı sonrası cevap bulacağız hep birlikte. Bu seferki yazıda yine yapay zekaları ayrı ayrı değerlendirmeye çalışacağım, ve sonda da yine genel bir değerlendirmemiz olacak. (Başlamadan önce ek bilgi olarak düşeyim, maalesef Copilot Pro versiyonu elimde yok, ama ücretli de ücretsiz de aynı model kullanıldığından, sadece hız farkettiğinden çok etkiler bir durum olmayacak karşılaştırma için) Öncelikle eski kraldan başlayalım; Copilot Pro Dediğim gibi Pro versiyonu elimde yok, ama arayüzü olsun, kullanılan GPT 4 turbo modeli olsun durum pek farketmiyor zaten o yüzden karşılaştırmaya katabilirim diye düşünüyorum. Arayüzü hemen sizlere göstereyim; Bilindik arayüz halen devam etmekte, yukarıda dönen örnek promptlar ve görselleştiren resimler, altında 3 stil seçimi, onun da a...

Akıllı Saat Budur İşte - Samsung Galaxy Watch 4 Classic Uzun Kullanım Deneyimleri

 Yaklaşık 4 ay önce aldığım bu saat, benim şu ana kadar vazgeçilmez bir parçam olmayı daha şimdiden başarmış vaziyette, ki bunu yapması pek sürpriz sayılmamalı. Gerek donanımı, gerek yazılımı ile halen yeni versiyonlarına kıyasla fiyat performans krallığına kaldığı yerden devam eden bir saatten bahsediyoruz. Bu saat öncesinde gerek akıllı bileklikler, gerek akıllı saatler olsun başka ürünleri deneyim ettim, ve son ulaştığım noktada şimdilik oldukça mutlu hissetmekteyim... İnceleme gibi yapmak istemiyorum bu yazıyı, teknik özelliklerini irdeleyen onlarca yazı, video içeriği bulmanız zaten mümkün. Burada normal günlük bir kullanıcı gözünden neler gözlemlediğimi sizlere aktarmak istiyorum aslında... Buna da tasarımıyla başlarsak, tasarımı cidden çok şık. Ben gümüş rengini aldım ve kolda cidden bir aksesuar niteliği taşıdığı bariz şekilde ortada, paslanmaz çelik yüzeyi, parlak dönen çerçevesi, kaliteli ekranı ve bütünlüğü sağlayan tasarımıyla kolda çok hoş durduğunu söylemeliyim. Sadec...

E Bu Çok İyiymiş - Xbox 9.Nesil Oyun Kolu İncelemesi

Daha yeni sizlere bir yazı paylaştım, bu yazıda 2 adet imitasyon kol, ve hesaplı olmasına rağmen harika bir performansa sahip logitech oyun kollarını beraber her açıdan irdelemiştik. Şimdi, ben bu yazıyı yazdığımda f310 modeli 2 3 yıllık serüveninin sonuna gelmek zorunda kaldı, çünkü Lb tuşu bir düşürme sonucu çalışmaya devam etse de hissizleşti, yani basıp basmadığınızı anlamıyorsunuz ama bastırdığınızda bir şekil çalışıyor gibi düşünebilirsiniz. Ben de bunun sonrasında fellik fellik yeni oyun kollarını araştırmaya başladım. Önümde 2 seçenek vardı, ya ucuza yönelecektim ve geleceği pek düşünmeyecektim, ya da bir çılgınlık yapıp almışken tam alayım diyecektim. Yazının başlığından hangisini seçtiğim malum gibi 😅 Aldım kendisini, hemen ertesi gün kapıma geldi, ve evet taksitle aldım tekte ödeyecek maddi durumum yoktu maalesef :') Beklentim de, tamamiyle stabil her şeyi düzgün çalışan sorunsuz bir kol olmasıydı. Ve galiba da elde ettim, birkaç pürüz dışında en azından... Bu pürüzleri...

Devil May Cry Övüyorum! Evet Baya Baya Övüyorum.

Geçenlerde oturuyorum, kafama bir şey dank etti, ben bayadır devil may cry övmüyordum! Dedim böyle olmaz dengelemeliyim, bu yüzden bu blog gönderisini yazmaya karar verdim. Belki bu şekilde biraz rahatlarım ümidiyle. Bu seriyle alakalı o kadar çok anlatacak şeyim var ki, neyi anlatsam nereden başlasam inanın bilmiyorum. O yüzden ben en iyisi geçmişimden başlayayım. Nesin Ya Sen? Öncelikle seriyle alakalı hiçbir bilgim yok iken bir gün (Aşağı yukarı 2019-2020 civarları olması gerek) Dost Kayaoğlu beyciğim aracılığıyla oyuna denk gelmiştim, o güne kadar bırakın Hack and Slash nedir bilmek, aksiyon türüne öyle bağlılığım dahi yoktu. Fakat görünüşte "Hmm aslında hoş gibi" diyip Devil May Cry 4'e atladım. Girdiğimde, tek hatırladığım şey karakter havadayken ateş edince havada asılı kalmasıydı, çok garip dedim ve herhalde benlik değil diyerek kenara çektim. Sonrasında ilerleyen aylarda bir daha deneme aşkı doğdu içime, neden bilmiyorum oyun kendine çekiyordu beni sanki.  Birkaç...

Google Kamera ve Stok Kamera Uygulaması Farkı! (Dikkat Ciddi Farklar İçermektedir)

 Merhabalar efenim, bugün konuşmak istediğim konu google camera uygulamasının beni nasıl şaşırttığı konusu. Ben 1 yıldır Xiaomi Redmi Note 10 5G telefonunu kullanmaktayım, arka kamera sensörü olarak 48 mp f/1.79 1/2" sensörlü bir kamera var, ön kamerası da 8 mp f/2.0 şeklinde. Son 1 2 ay öncesine kadar kendi stok kamera uygulamasını kullanarak hayatıma devam etmiştim, ve birkaç saçmalığı saymazsak oldukça da memnun sayılırdım. Fakat bir gün kafama google kamera kurmak geldi ve o günden sonra nasıl büyük bir hata yaptığımı farkettim, aradaki fark dağlar kadardı! Ne gibi farklar olduğunu örnekler ile sizlere aktaracağım, özellikle birden fazla fotoğraf ve birden fazla durum örneği kullanmaya çalıştım ki, bu durumun şans veya rastlantı olmadığını sizlere gösterebileyim. Gece, gündüz, selfie, manzara, portre vb birden fazla örnek yer alacak. Fotoğraflar ile ilgili son bir bilgi vereyim, altında filigran olan ve telefonun isminin yazdığı fotoğraflar stok uygulamanın fotoğrafları, bir ş...

Kulaklık Seçimi Nasıl Yapılmalı?

 Özellikle ortamdan izole olmak, kendinle baş başa kalmanın her geçen gün daha da zorlaştığı günümüz dünyasında artık bunu yapmak için kulaklıklar eskisine nazaran daha kritik bir noktaya evrildi. Biraz gürültüden kaçayım, müziğin ritmine kendimi kaptırayım dediğinizde kulaklık ciddi manada önemli bir kıstas haline geliyor. Çok seçenek var bu türde, bu yüzden neyi neden seçmeli insanlar şaşırabiliyor, ya da şaşırmıyor umursamadan ucuzunu alıp geçedebiliyor. Bu yazının kulaklıklar ile alakalı kapsamlı bir rehber olmasını umuyorum ve başlıyorum. Şimdi öncelikle 2 seçeneğiniz var, ya kulak üstü, ya da kulak içi. Kulak üstü kulaklıklar genel manada büyüklükleri, taşınabilirliği ile çok günlük yaşam dostu gibi durmasa da, özellikle pasif izolasyonu, sahne genişliği ve sürücü boyutlarıyla sizi konser alanındaymış hissiyatına sokabilecek yegane türdeki kulaklıklardır. Kulak içi kulaklıklar genelde pratikliğiyle ve taşınabilirliğiyle ön plandadır. Başka iki seçenek de kablolu kablosuz ayrı...

Ya Bir Oyun İnsanı Ne Kadar Kendine Bağımlı Yapabilir Ki? (Vampire Survivors İncelemesi)

 Bugün konuşacağım konu lanet Vampire Survivors (Yazının kalanında VS diye hitap edeceğim kendisine) ve neden lanet olduğunu ise yazının sonunda pekala anlayacaksınız. Çünkü bu oyun hayat emici bir oyun ciddiyim, nedenleriyle anlatayım. Önce oyunun temelinde ne olduğuyla girişelim, bu oyun çok basit bir rogue like hayatta kalma oyunu, oyun size verdiği karakter ekipman ve özelliklerle kendinizi geliştire geliştire birden fazla haritada belli düşman dalgalarına karşı kalıp hayatta kalmanızı amaçlayan çok basit bir oyun aslında bakarsanız. Oyunda tek bir mekanik var, yürümek. Sizin yapabildiğiniz tek şey yürümek oyun gerisini kendi otomatik yapıyor. Bu basitlik kafa dağıtmalık bir oyun olarak ele alırsak güzel bir avantaj. Pekii oyunu ilk aldığınızda ne hissediyorsunuz sizlere bir bir anlatayım. Öncelikle oyuna girdiğinizde tek bir karakter gözüküyor, bir harita var ve öylece giriyorsunuz. Bu Mad forest denilen harita oyunun başlangıcı için çok zor bir harita bundan ötürü genelde 10-...